Ben geldim.
"Peki bunun kime ne faydası var ? "diye sorabilirsiniz anlarım. Ama yazıya giriş yapacak başka bir cümle bulamadım.
Yine uzun bir aradan sonra karşınızdayım efendim. Ama şunu belirteyim aranın bu kadar uzun olmasının bir nedeni var ufak ameliyat geçirdim. Ciddi olmayan bir operasyon fakat , iyileşmesi uzun sürüyor . Bir de benim canım tatlı sanırım , hiç bir fiziksel acıya dayanamıyorum. Kaldı ki bu bünye ne hastalıklar , ne trafik kazaları geçirmiş , son 10 yılını da migrenli yaşamış bir bünye . Galiba bunların etkisi ile artık en ufak bir acıda çığlıklar atıp tüm hemşireleri dehşete soktum. Bir de ameliyat olacağım sabah , inanılmaz bir boğaz ağrısı ile uyandım. Ameliyat acısını ,ağrısını unuttum boğazımın iyileşmesi için dua ediyordum.
Neyse .. Bitti gitti iyileşme süresinin sonuna geldim bir an önce toparlanmak istiyorum. 3 haftadır evde raporlu yatıyorum. İlk başlarda uzun bir tatil fikri iyi geldi ama öyle beklediğim gibi olmadı . Ne dizi izledim , ne doğru dürüst okuyabildim. Hem istediğim gibi rahat rahat oturamıyordum hem de canım acıdığı için herhangi bir şeye konsantre olamıyordum.
Yine de bir kaç dizi izledim. Birincisi ilk sezonuna hayran olduğum, canım hatunum Elizabeth Moss'un , Top Of The Lake : China Girl. Bu sezona da bayıldım , gerçekten şiddetle tavsiye edeceğim bir dizi. Sinir krizleri içinde izledim bazı yerlerini ama çok etkileyici. Özellikle o küçük kızın histerik davranışları , sürekli ağzında bir şey varmışcasına konuşması ekranı kırasım geldi.
Bir diğer dizi , eski bir yapım ama ben yeni farkettim. Mildred Pierce , 5 bölümlük mini bir dizi. Büyük Buhran döneminde tek başına hayata tutunma çabası veren bir kadının hikayesi.
Bir de son olarak Netflix'te , The Haunting of Hill House dizisi , son zamanlarda izlediğim en iyi korku yapımıydı. Benim gibi korku filmi seven birine ilaç gibi geldi , her bölümden , her saniyesinden ayrı ayrı zevk aldım. Kurgusu , karakterler muhteşemdi . Bu da şiddetle tavsiye edeceklerimin arasında.
Netflix demişken Apostle ve The Guernsey Literary And Potato Peel Pie Society filmlerini de sevdim. İzlenebilir bence.
Kitap olarak İsmail Güzelsoy - Çıt Yok kitabını okudum. İlk defa diğer kitaplarından ( benim okuduğum kadarıyla ) başka karakterlere rastlamadım . Bölüm bölüm , katman katman hikayeler. 1940 ortasından bir hafiye romanı . Diğerlerinden ayırmadan bunu da çok sevdiğimi belirteceğim.
Diğer bir kitabımız Mehmet Anıl - Bitik. D&R kampanyasından almıştım muhtemelen. İlk defa okudum Mehmet Anıl kitabı. Kime benzettim bilmiyorum ama çok tanıdıktı cümleler , kurgu ve hikaye . Çok benim tarzım değildi , o yüzden iyi yada kötü yorum yapmayacağım.
Bir de Bir Kadının Yaşamından 24 Saat ve Amok Koşucusunu okudum. Başıma bir şey gelmeyecekse , bu kitapları da çok sevemedim nedense.
Şimdi de elimde canım Margaret Atwood'un - Kör Suikastçı kitabı var. Bitirince daha detaylı yazarım ama aynı anda 2 roman okutuyor bana bu kitap. Biraz kalın ve ağır bir kitap kaçırmadan okumaya çalışıyorum , henüz bitirmedim ama çok çok çok beğendim. Şiddetle tavsiye edilecekler listesinde.
Dikişlerimi umursamadan bir de tiyatroya gittim geçen hafta . Devlet Tiyatrolarının Hamlet oyununu izledik. 2 yıldır bilet arıyordum bulamıyordum. O tarihe iyileşmiş olur muyum diye düşünmeden yakalamışken 3 adet bilet alıp gittim. Bu izlediğim 4. Hamlet'ti. Tüm karakterleri Bülent Emin Yarar tek başına canlandırmış. Bu konuda başarılı. Ama ben biraz eski kafalıyım sanırım. Gönül kocaman bir oyuncu ekibi , dev sahne , devasa dekorlarla Shakespeare izlemek istiyor.
Bir de dün yine ağrılarımı umursamadan, Çirkin Kral Efsanesi belgeselini izledik. Çok beğendim ben. Filmlerini senaryolarını çok severim Yılmaz Güney'in . Fakat fazla erkek ve fazla lümpen gelir bana . Zaten o kısımlarını da eleştiren bir belgesel çekilmiş.
Şu beklediğim ve herkesin deli gibi gittiği Müslüm filmine henüz gitmedim. Belki bu akşam.
Bunun dışında da bir şey yok. Bol evde yatmalı , Efki ile uğraşmalı bir aydı. Bol bol öpüşüp , koklaşıyoruz beyefendi ile. Bu ara vukatı yok. Evde hasta olunca gelen giden fazla oluyor. Saçaklı geldi sağolsun. Bu kız bana bir şeyler anlatınca beni bir dinlenme hissi kaplıyor. Ya da yaşadıklarını anlatınca sanki ensesinde onu takip etmişim gibi hissediyorum. Çok garip değil mi ? Ay bir de tam ortak bir tanıdığımızdan bahsettik. Bu kişi aylardır tuhaf davranışlar içindeydi , tam da bunun gıybetini yaparken benimle iletişim kurmasın mı ? Telefonu yere attım cevapta vermedim. Manyak mıdır , nedir ?
Hafif hafif iyileştiğime göre rutinime dönüp daha sık yazarım gibime geliyor. Buraya kadar okudunuz mu gerçekten. ?
Çok teşekkürler .
Öperim.