Cumartesi günü Şehir Tiyatroları'nın yeni oyunu Ocak'ta Bahar - Underground oyununu izledim. ı Filmde varmış ben izlememiştim. Oyun tek perde ve 1,5 saat sürüyor , o kadar fazla imge vardı izlerken o kadar fazla düşündüm ki oyunun bazı yerlerini kaçırdım. Yan roller gayet güzeldi , dekor zaten şahaneydi. Ama konuyu zerre anlamadan çıkan çok insan vardı eminim. Yine de tiyatro adına iyi şeyler bunlar.
Haftalık hayat pahalılığına çemkirme hakkımı da kullandım bunun dışında hayatımda bahsedeceğim şey sayısı az , Efki , kitaplar , filmler ,diziler .
Geçenlerde 3 tane kitap bitirdim.
İlk önce İsmail Güzelsoy - Değil Efendi'nin Korku ve Renk Meselleri , ay çok güzeldi yine. Yalnız bana baştan söyleselerdi İsmail Güzelsoy'u kitaplarının kronolojisi ile okurdum. Çünkü hangi karakter , nerede ne zaman çıkacak belli olmuyor . Ya da hangi karakter kimin akrabası , dedesi , torunu bilinmiyor. Yine de kitapların kendi hikayeleri çok güzel. Bir kaçış hikayesi kitap, bir de benim büyüdüğüm topraklarda olunca , evlerin önündeki odun kokusu bile geldi burnuma .
Çıktığı gibi aldığım fakat okumadığım Galiz Kahraman'ı bitirdim . Bir tek bu kalmıştı İhsan Oktay Anar kitabı. Ve galiba en çok ama en çok bunu sevdim. Kahkahalarla güldüm okurken. Şair , oyuncu olmak isteyen kahramanımız beceriksiz bir hırsız , genelevde yemek dağıtıcısı , porno filmlerde oyuncu olarak hayatına devam ediyordu. Şiddetle okuyun derim.
Bir de Mahir Ünsal Eriş'in Öbürküler kitabı, ay bayıldım , şahane bir kitaptı. 2 bölümden oluşuyor kitap ilk yarısı Fahrettin bey ve ailesinin Niğde'den - İstanbul'a göçleri. O dönemin hükümetini ve etrafında yaşananlara yer vermiş ilk bölüm Refik Halid Karay'a ithaf edilirken , ikinci bölüm 6-7 Eylül olaylarının etrafında kitabın gizemini çözüyor ve bu bölümü de okurken o tadı azıcık alabildiğiniz Hüseyin Rahmi Gürpınar'a ithaf ediliyor.
Hafta başından beri de diziye başlamak istedim , hiç bir diziye başlayamadım. Önerisi olan varsa dinlerim. Dönem dizileri favorim.
Öperim
Galiz Kahraman'ı duymuş ama okumamıştım, hemen ekledim listeme, sağ olasın. Hayat pahalılığı konusunda sonsuz çemkirme hakkımız ve sıfır itiraz hakkımızın olması gerçekten sinir bozucu. Her şeyi evde yapmaya çalışıp, halen zorlanıyor olmayı anlayamıyor ve kendi beceriksizliğim mi acaba diye düşünüyor oldum. Ne bileyim anlamadım gitti velhasılı...
YanıtlaSilKesinlikle değil ben de her şeyi evde yapıyorum artık. Sürekli termosta kahveler , saklama kabında yemekler , sevdiğim yemekleri evde yapmayı öğreten kanallar ama yine de olmuyor . Bu çığırından çıkma hali ile yaşamayı öğrenmek zorundayız ya en çok o içime oturuyor , böreğin 35 TL'ye mal olması değil.
SilYine de kitaplar iyidir. Galiz Kahraman'a sarılabiliriz.
pahalı olan malzemeye boykot uygulayın biz öyle yapıyoruz. domates mi pahalı almıyoruz, patatesmi pahalı almıyoruz.
YanıtlaSilEeee aç kalıcaz o zaman :)
SilDönem dizisi değil ama ben bugün Netflix'de "The Kominsky Method"un ilk sezonunu bitirdim. Michael Douglas ve Alan Arkin yaşını başını almış ve bunu kabullenmekte zorlanan iki arkadaşı canlandırıyorlar, çok eğlenceli. Tavsiye ederim.
YanıtlaSilBir de sevgilerimi yollarım :)
Sevgilerini ve dizi tavsiyeni aldım cancağzım.
SilÇok öperim