22 Haziran 2018 Cuma

Olmadı Hızır'ı Çağır - 22. hafta

Ben geldim.

İlk önce Haziran ayının başında ufak bir tatil yaptım. Ayvalık 'ta . Aslında Badavut diye geçiyor. Herhangi bir otelin , cafenin olmadığı bir tatil köyü. Sadece yazlıkçılar var . Yaklaşık 50 yaş üstü Erzincan , Dersim ve Sivas'lı dedeler ve teyzeler. Hayatımda daha önce bu kadar huzurlu ve komün bir tatil yapmadım. Hiç bir şeye para ödemedik. Deniz bedava , şezlong yok. Gün için de bir teyze dolma getirdi , diğeri ekmek arası köfte , termosta içecekler gül gibi 1 hafta geçirdim. Bulmacamı çözdüm ,kitabımı okudum , aynı düşü kurduğum insanlarla kumlarda 25  Haziran sabahlarının hayalini kurdum. 

Geldikten sonra da bayram tatili başladı , İstanbul ne güzel oluyor bayramlarda. Bol bol kitap okudum . Dinlendim. Akraba ziyaretlerini anlatmak istemiyorum , olmamış gibi davranmak en iyisi. 

Ben de herkes gibi , son günlerde sürekli ama sürekli malum seçimleri konuşuyorum. İlk önce " Gel bakalım" dendiğinde başlayan ağlamam , sürekli gözlerimin dolu olması ve tüylerim diken diken olması ile geçiyor. Tabi ki her zaman olduğu gibi yine umutluyum ve bu sefer daha umutluyum. Her ne kadar adil bir seçim süreci yaşamadığıma emin olsam da artık ses çıktığını görmek en büyük mutluluğum. 

Bunun dışında bir de hayatımda bir takım değişikliklerin olduğu bir dönemece giriyorum , bunun için bir takım ihtiyaçlarım var. Mesela buzdolabı gibi. Gidip maaşımdan daha fazla tutarda olan bir buzdolabını çok şükür alabildim. Bu demek ki 1 aydan daha fazla bir süre buz dolabına çalıştım. Ama  hiç alamadığım dönemleri düşünürseniz bence çok büyük bir başarı.  İroni yapmaya çalıştıkça  sinirlenen bir insanım ben . Şizofreniye bile saygısı olamayan bir insan için , kendimi yükseltemem. 

Efki paşa bu aralar uslu gibi. Yaz dolayısıyla tüylerini kestirdik. Gayet neşeli , iştahlı ve yaramaz. Yaramazlık sınırını aştı artık. Gece 02:00'de annemin kaldırıp , terlik getiriyor " hadi oyna benimle" diye. Ama kendisine hayatımın hepsi feda olabilir. 

25. hafta sorusunu cevaplayayım çünkü yazı aldı başını gidiyor. Toparlayamam buradan . Bu aralar en sevdiğin filmler ne , en son tatilde bir akşam Split diye bir film izledim. 25 ayrı karakteri olan bir adamın hikayesiydi , oldukça gerilimli ve başarılıydı. Sonra da zaten bir şey izlemedim. Çünkü tüm vaktim seçim konuşmaları , programları ile geçiyor .

25 Haziran gününün güzel olacağına inanıyorum , bu yüzden 24 Haziran'da gönüllü müşahitlik yapacağım. Çok isterdim sisteme güveneyim akşam da eve gelip , sonuçları izleyeyim ve zafer turları atayım ama son 10 yıldır güven duygumun hepsini yerle bir ettiler . Bu sefer Hızır'ı çağırarak gidiyorum  o sandığa . Çünkü her zamankinden daha umutluyum.
Neyse efendim ufak ufak notlarla bitirdim yazıyı , şöyle gözlerimi kısıp baktım yazıya da gayet saçma olmuş. İdare ederin. 


8 yorum:

  1. Badavut'u çok bakımsız bulmuştum, şimdi düzeldi demek ki, sevindim...
    Ve evet umarım, 25 Haziran'da güzel şeyler paylaşıyor oluruz ;))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Badavut'u bu sefer çok seversin bence .

      Maalesef 25 Haziran'da çok beklediğimiz gibi olmadı.
      Ne diyelim.

      Sil
  2. Ay sabah akşam kafamın içinde çalıyor, üstelik de yanlış çalıyor, "Susmaaa bağır, olmadı Hızır'ı çağır" diye.
    Yazlık Efki'yi öp benim yerime, ahhahhha kıyamam pembe göbek möbek her şey çıkmış ortaya <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 24 Haziran bitti ama benim kafamda halen daha çalıyor.
      Öperim sapşalı , seninkiler yazın ne yapıyor ?

      Sil
  3. umarım her şey değişir 25 haziranda...

    YanıtlaSil
  4. Offf şu seçim karmaşasından ben de çok sıkıldım. Bitse de kurtulsak. Resmen gürültü kirliliği :(

    Efki ne güzel püfür püfür olmuş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle oldu çocuk , rahatladı. Bu halinde bile darlanıyor. Ama ne yapalım.

      Sil