20 Nisan 2018 Cuma

15-16. Hafta - Ufak Bir Rapor

Bu kadar üşengeç olamam derken bu kadar üşengeç olmam nasıl açıklanabilir bilmiyorum.

İçinde yaşadığım günleri bir şekilde atlattım. Kendime gelmeye çalışıyorum.

Bu süre içerisinde güzel güzel bir kaç kitap okudum tabi ki , yaşadığım günler okuma hızımı da sekteye uğrattı. En etkilendiğim , 4 Hane 1 Teslim kitabı oldu , çok sade ve çok derin bir romandı. Zaman zaman bazı yerlerinde zorlansam da , okumaktan öte , yan apartmandan oturup Nalan , Sabri ve Sümbül'ü izlediğime eminim ben.
Bir de henüz yarılarında olsam bile Engin Geçtan'ın - Bir Günlük Yerim Kaldı , İster misiniz ? kitabına bayıldım . İnce bir kitap ama nasıl etkileyici , nasıl fantastik ve nasıl büyülü. İlk defa okudum Engin Geçtan ve artık tüm kitaplarını okuyacağıma eminim.

E tabi sinema , dizi , tiyatro döngüsünü de zayıflattım . Tiyatroda Fatima'nın Erkekleri oyununu izledim ve pek beğendim. Devlet tiyatroları bu sene kadın hikayelerine ağırlık verdi.Bir de ben daha önce bayılarak izlemiştim , V.'nin de izlemesini istedim. Ve Kadıköy Haldun Taner'de Oniki Öfkeli Adam oyununa  gittik. Çok sevdik ikimizde.

Efki Bey dün akşam ufak bir kaza atlattı. Çok korkuttu beni. Kısırlaştırılmamış , testesteron bombası bir çocuğa sahip olmak nasıl zormuş Yarabbi. Bir arabanın önüne atlamadığı kalmıştı onu da yaptı , daha yeni egzamasını iyileştirdim derken , dün gece yine kliniklere taşındık. Neyse çok şükür iyi zibidi.

Unuttuğumu sandığınız çelınçın 15.ve 16. sorularına gelirsek ,

15. Soru itibari ile ; vallahi iş yerinde olduğumdan dolayı , siyah bir pantolon ve sarı bir kazak var. Evet kazak çünkü , bugün 20 Nisan olmasına rağmen hava buz gibi. Neyse ben zaten kış seven insanım , sıcak havaları da Temmuz'dan önce beklemiyorum , çok umrum değil diyeyim de bahar diye ağlaşanlar gıcık olsun. :)

16.Soru ise daha az yapsam dediğim şey. Daha az çemkirsem , daha az bok surat olsam. Daha az ağlasam. Daha az itlik kopukluk yapsam. Daha az telefonla uğraşsam . Bunun dışında şu anda yaptığım her şeyi daha çok yapabilsem. Keşke 1 gün 24 saatten fazla olsa , veya ben bu 24 saatin 9 saatini işte , 8 saatini uykuda geçirmesem. Dert yanma kısmına bağladım konuyu vallahi tebrikler.

Artık Daha sık yazacağıma söz verip , aranızdan Efki ile ayrılıyorum.
Sevgiler.


3 Nisan 2018 Salı

13-14 Hafta Soruları


Efendim çok ara verdim farkındayım ama , maalesef çok iyi şeyler olmadı. Yazıp – yazmama konusunda çok kararsız kaldım ama yaklaşık olarak 10 gün önce amcamı , çok genç yaşta kaybettim. İşin özü bu. Bu yüzden gelip ses edemedim.
“Hayat devam ediyor” hissiyatını yaşamam biraz zaman aldı. Benden ziyade annemi toparlamak zor oldu. Zira en yakın arkadaşlarından birini kaybetti. Babamla evliliklerini bitirmelerine rağmen , amcamı çok fazla severdi annem. Günlerdir her şeyden çok onunla uğraşıyorum. Hiçbir şeyle ilgilenemedim.
Benimle ilgilenme işini V. Üstlendi. O hatırlatmasa yemek bile yiyemeyecektim. İnsanın sevgilisinin aynı zamanda en yakın arkadaşı , dostu olması ne rahatlatıcı bir duygu , ilk defa yaşayan biri olarak o anda bile mutlu oldum.
Çok anlatacak bir şey olmadı şu süreçte ama çelınçı yapayım dedim. Zaten sonra devamı gelir . 13 ve 14. Haftalara geldik.
13. hafta herhangi bir konuda beni ne tutar bilmiyorum. Kafamdaki hemen eyleme dönüşür , dilimdeki de hemen ağzımdan çıkar zaten. Patavatsızlıklarım çoktur bu yüzden . Rezil olma korkumda yok , “ olursak olalım ne var “ derim hep.  Tanışmak için ilk adım atan olurum, muhabbeti başlatan olurum , herkesin gergin olduğu yerde ortamı köpürten ben olurum. Başaramama korkum yüzünden tam 4 yıl çalıştığım şirketimden , 1 yıl ayrılamamıştım. Ya başka yerde yapamazsam diye , şimdi onu da aştım , ben bu işi her yerde yaparım. O yüzden beni tutan bir şey yok.
14. hafta sorusu ise – Canlı , akılda kalan bir rüyam- çok fazla rüya gören biri olarak ( o kadar ki ,bazen uykudan yorgun uyanıyorum , rüyalarda yaşıyorum neredeyse ) en son gördüğüm rüyamı anlatayım ( gündüz niyetine) .En yakın arkadaşımla , benim evime çok yakın olan , orman içinde sessiz , sakin bir cafede oturup , sigara içiyoruz. Ve bir şeye sıkılmış halde ağlıyoruz. Derken yağmur yağıyor ama deli gibi. Biz de su birikintilerinin üzerine oturup , gideceğimiz yere doğru kayıyoruz . Arkadaşıma anlattım “ Oha sele kapılmışız kızım” dedi. Ben de “ su akar yolunu bulur , bence rahat olmamız gerektiğini söylüyor bu rüya “ dedim. İkimiz de ulvi insanlar değiliz ama rüya tabirinden anlıyoruz.
Neyse sıkıntılı sıkıntılı yazdım. Bir dahasına daha neşeli yazılar , neşeli Efki fotoğrafları ile huzurlarınızda olurum.

Sevgiler