Merhabalar efendim , iş seyahatini birleştirerek ufak bir tatil yapma şerefine nail oldum. Bol yemek , bol yürüyüş , bol kahkaha ile geçti. Güzel oldu.
Tatil detaylarını buraya çok yazamam yeterince tepki topladım zira tatilin Ege kıyılarında olması dolayısıyla . O yüzden ben de çelınçın 17.18 haftasından dem vurayım . ( Haftadan haftaya yazdığım için kendimi kınıyorum ama , ramazan ve seçim sürecine girdiğimizden daha sakin olacağımı tahmin ediyorum. Daha düzenli olacağım artık valla bak)
Şimdi 17. haftanın sorusu kendimle ilgili sevdiğim şeyleri sormuşlar , hiç düşünmedim desem inanır mısınız ?
Genel itibari ile vicdanlı biri olduğumu düşünüyorum. Ki bence bir insanda olması gereken ilk özellik olmalı.
Sonrasında kitap okumak gibi bir alışkanlığım var , ve bence iyi bir okuyucuyum. Kendimi bildim bileli okuyorum ve yukarıdaki vicdan özelliğini de bünyeme kitapların kattığını düşünüyorum.
Hayvanları çok seviyorum özellikle köpeklere tapıyorum. Dünya üzerindeki en güzel canlıların ilk önce köpekler olduğuna inanıyorum.
Tipik görev adamıyım bir şey bana bir kere söylenilmeli , hemen sonuca gitmek üzere çalışıyorum ve hemen aksiyon alıyorum.
Bir de çok sevdiğim bir özellik olmalı mı bilmiyorum ama , düzenli - titiz biriyim. Her şey yerli yerinde olmalı , her şey derli toplu ve temiz olmalı. Yıpratıcı olabiliyor bazen ama huy işte ne yapayım. Bunu geçen birine dedim , bana " sen evinde köpekle yaşıyorsun , ne titizliği" dedi. Bir de güldü üstüne . Ağzına vurmadın mı diye sormayın , vurmadım. Oksijen israfı başka bir şey değil.
Yemek yapmayı çok seviyorum , ve yemek yapmak bana terapi gibi geliyor. E buna bağlı olarak güzel yemek yaparım.
Başka da yok sevdiğim özelliğim. Çok düşündüm . Yok.
18. Hafta ise beni heyecanlandıran şey neymiş ? Bana bu soru sorulmaz ben akrep burcuyum hep ama hep heyecanlıyım.
Yeni bir oyuna gittiğimde , salonda beklerken heyecanlanıyorum. Beklediğim filme gittiğimde heyecanlanıyorum , yeni bir kitap alırken, aldığım kitap kargodan geldiğinde , bir kitabı bitirirken , bir kitaba başlarken. Efki'yi her gördüğümde , bana her kuyruk salladığında, sabahları onunla uyandığımda. Rakı kadehe doldurulurken , arkada Zeki Müren çaldığında , Heybeliada'ya her gittiğimde , kar yağdığında , her sene ilk kez denize girdiğimde , aylardır beklediğim Sezgin Kaymaz kitabı raflara dizildiğinde . V.'nin boynuna her sarıldığımda. Daha da yazarım. Hiç farketmez , her şeye heyecanlanan biriyim ben.
19. haftayı tam gününde yazacağıma söz veriyorum tam gününde yazacağım.
Hepinizi öperim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder