Merhabalar efendim , kendimi depresyonun kucağına bırakmıyorum inatla , ısrarla . E tabi 2018 kararıydı " kendini kandırma " , ben de bunu uyguladım ve azıcık depresyona direniyorum. Bu sürede halimi hatrımı soran , yalnız bırakmayan herkese bin şükür.
Neyse efendim, bu hafta bir oyun , bir kitap ve bir film ile yine karşınızdayım. Başlamışken devam ettim , Margaret Atwood kitaplarına Zihin Arka sokakları da söylemiştim. Sıradaki kitabım Penolope oldu. Tabi ki zerre şaşırmadım , muhteşem bir kitaptı. Homeros'un yazdığı Odysseia destanında anlatılan ve sadakatiyle bilinen Penolope'nin asıl hikayesi. Bazı yerlerinde gözlerim doldu. Diğer kitaplarını heyecanla okuyacağıma eminim. Canım Atwood nasıl bunca yıl okumamışım ben seni.
Pazar günü de yine kitabın izinden giderek Devlet Tiyatrolarının daha 3 gün önce prömiyer yaptığı Elektra oyununa gittim. Ve Agamemnon'nun kızının intikam hikayesini izledim. Tek perde ve 1 saat 50 dakika süren oyun bir saniye bile kendinden koparmadı beni. Oyuncuların enerjisi , dili şahaneydi. Hep derim Işıl Kasapoğlu daha çok oyun yönetsin :)
Evde de eski bir film olan Görünmeyen Misafir filmini izledim , İspanyol yapımı , gerilim filmi , kaçamak yaparken bir kazaya sebebiyet veren playboy tipli adamın başına gelenleri anlatıyor, sonu ve başı beni çok etkiledi. Çok güzel filmdi.
Hafta sonu ve depresyon hallerimin son durumunu bildirdikten sonra , 52 Haftalım mimin 5. haftasını cevaplamaya geliyorum.
Hayatınıza yön veren bir alıntı demişler de kendilerine sormak isterim ; Hangi Yön ? :)
Hayatımın bir yönde olduğunu düşünmüyorum açıkçası ama yine de bazı durumlar için kendime tekrarladığım sözler var, mesela çok sıkıldığımda , çok her şey üst üste geldiğinde ; Coelho'nun " En karanlık an , şafak sökmeden önceki andır " lafını çok severim. Sezgin Abi'nin şahsımla ilgili yazdığı yazıların çoğunu hayatıma yön verirken kullanıyorum zaten :) Bir de zaten okuduğum kitaplardan altını çizdiğim ve kendime hatırlattığım yerler de var.
Kendime sık sık hatırlattığım şu var mesela ; " Her erkek yeterince iyi davranıldığında bir alçağa dönüşür " :) Bir de sinema mimi var , onu da yarın yaparım. Hepinizi öperken , Efki'nin patisi ile de selam gönderirim.
:) Patilerini sevsinler...
YanıtlaSilBen de bayılıyorum ,sabah karşı ağzıma sokuyor ya :)
SilAğğğğ ısırırım o dev patileri!
YanıtlaSilGörünmeyen Misafir'i ben de izleyip beğendim, sonlara doğru "Ay yoksa?!" diye hafifçe uyandım. Şafak uyanmadı, bence ben kazandım :D
Ağzımdan çıkardıktan 30 saniye sonra çektim o fotoğrafı o yüzden bok surat yine.
SilBence de sen kazandın , çünkü ben de uyanmadım son saniyeye kadar :D Şafak'cım selamlar :)
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilSayenizde güzel kitapları tanıyorum, okuma konusunda biraz gerideyim ama olsun :) Coelho'nun sözünü çok beğendim, şafak sökene dek dayan derim, selam eden o tatlı patileri severimmm..
YanıtlaSil:) Aman efendim ne demek çok mahçup oldum , kitap okumayı seven biriyim ben hepsi bu :)
SilŞu anda o karanlık anı biraz geçtim , Efki'nin patileri ile birlikte dayanıyoruz.
Teşekkürler
depresyondan uzak, penpeliklerle dolu günler dilerim :)
YanıtlaSilatwood'un hala damızlık kızın öyküsü kitabında takılıyım :S
Benim de okuduğum 3. kitabı ama hiç biri içinde tercih yapamam , hepsi birbirinden güzeldi
SilMargaret Atwood`u hic okumadim ben de hala. utaniyorum. Yakinda buluscaz issallah.Penelope`u duydugum iyi oldu, guzel konuymus. tiskirlir
YanıtlaSilBi de o depresyonun ABV, sana bi sey olmasin.
SilBence Penolope'den başlasan pişman olmazsın ama inan hepsi şahane .
SilÇok teşekkür ederim , idare edicez , biter yakında depresyon illeti de
Ben de Atwood'un "Antilop ve Flurya"sını bitirdim geçenlerde, sersemletti beni.
YanıtlaSilYazdığın sözü düşünmek üzere giderken Efki'nin patilerini de mıncırıyorummmmm
Ben o kitabı bulamadım bir türlü ya , arıyorum arıyorum yok. Hafta sonu Taksim'de bir bakıcam yine.
SilÇok düşüncelere dalmadan , biz de Efki ile birlikte sizi mıncırıyoruz :)
ışıl kasapoğlu iyi tabii :) son iki paragfarın eğlenceliydiiii :)
YanıtlaSil:) Teşekkür ederim
SilPenelope iyidir :) Keşke dönsem ben de tiyatro işlerine. Ne bilet peşinde uğraşacak mecalim var ne eski oyunların insanlara sunulmasına katlanabilmekte. Geçenlerde sadece opera kaçamağı yaptım.
YanıtlaSilAh öneri için Teşekkürler tekrardan efendim.
SilBir de neden öyle dediniz efendim , ben Ankara oyunları buraya geldiğinde deli gibi bilet kovalıyorum.
Falında bir adet bohça çıkmış, ne yazalım istersin üstüne...? :D
YanıtlaSil"Her erkek yeterince iyi davranıldığında bir alçağa dönüşür" Valla haklısın ne yazık ki :)
YanıtlaSil