12 Aralık 2016 Pazartesi

SOMYANIN ALTI

İşte o somyanın altına s aklandığım günlerden birindeyim.
 Az önce bakıyorum bir haber sitesine Türkiye'de sadece Ocak 2016 'dan beri olan patlamalar listesi var. Patlamalar değil de terör saldırıları.

Oralarda buralarda , uzun kolları olan bir sistem tarafından öldürülmekle tehdit altındasınız. Oysa sadece yaşamak istiyorsunuz. Sadece yaşamak. Artık iyi falan da değil beni sevenler için yaşamaktan başka hiç bir temennim yok hayatta. Edebiyat , tiyatro , sinema seven biriyim ben ama buna izin verilmiyor, çünkü korkuyorum , metroya binmek istemiyorum. Alış veriş merkezlerini sevmem.
Taksim'de sahafa gideyim bir kaç kitap alayım istiyorum , ama gidemiyorum.
Hiç bir yerin güvenliğine inanmıyorum , devletin meclisinin önünde patlattı adamlar kendini , polisin dibine kadar girip yok ettiler insanları.

Çok uğraştı polisler benimle 2013 senesinde , ama şimdi onların o şekilde ölme fikri beynimi uyuşturuyor . " Vurmayın , öldüm " dedi , 19 yaşında bir çocuk vurdular , 13 yaşında bir yavru günlerce komada yattı , ve öldü. Acı yarıştırmıyorum kesinlikle , aksine her acının bizden olduğunu söylüyorum. Aynı gemideyiz diyorum , onca ölüme , kana rağmen bunu haykırıp duruyorum.

Birileri klavyenin başına geçip , " Korkmuyoruz" yazmış.
Ben korkuyorum. Deli gibi hem de . Aklım oynuyor , kardeşime , anneme , bana bir şey olacak diye. Oturup bazen psikopat gibi şunu hayal ediyorum : Metrodayım , adamın biri sırt çantası sırtında , ayağa kalkıp bağırarak kendini patlatıyor.
Bu benim hayal gücümün genişliği değil , maalesef ülkenin gerçeği. Elimden gelse tanıdığım herkesi bir eve kapatıp orada yaşamak istiyorum. Bunu istemeye itiliyorum.

Yoksa ben sokaklarda şarkı söyleyen çocuklarla muhabbet etmek istiyorum. Tiyatroya gitmeden kahve içmek istiyorum. Kitapçılarda dolaşmak istiyorum. Serserilik yapmak istiyorum. Ama yapamıyorum , tek dileğimin yaşamak olduğu bir ülkede başka bir şey istemeye yüzüm yok artık.

Bedel falan ödemiyor maalesef devlet babamız , ödenen bedel ölen çocukların ailelerine kalıyor. Ankara Gar önünde kızına sarılan baba ödedi .Her gece vicdan azabı içersindeki ben ödedim.

Bir şu Şehitlik kısmı var . Ben kimseye şehit diyemiyorum maalesef. Ne şu patlamalarla ölenlere ne de devlet babanın sokağa döküp zorla öldürülen insanlara da .
Ellerinle , kollarınla , bağıra bağıra soktun adamları her yere , kahraman ilan ettin , sonra sen tersleştin diye gencecik çocuklar öldü yine.
İstemiyorum şehitlik mertebesi. Vatan Sağolsun da diyemiyorum.

Ben sadece korkuyorum. Çok korkuyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder