10 Aralık 2018 Pazartesi

10.12.2018

Ay ne yapıyorsunuz ?

Yine ne yazacağımdan zerre haberim yok ama başladık bir kere . 

Tüm haftayı nasıl yedim anlatamam . Bir akşam kaçamak yaptım halen daha üstümde etkileri geçmedi. Demek ki neymiş bünyen 2 yıl önceki gibi değil , yok öyle hafta içi deli gibi içip sonra normal hayata devam etmek. Ki bu hafta içi yapılan kaçamakta öyle deli gibi falan da içmedim.

Cumartesi günü V. ile beraber Gölcük'e gittim akraba ziyareti kapsamında. Kuzenler , halam ve babaannem neşeli insanlar bütün gece oturduk , Pazar sabah erkenden de İstanbul'a döndüm. Uykusuzluktan infilak etmek üzere bedenim. Yapmam gereken hiç bir şeyi yapmadım bu hafta ancak Pazar öğleden sonra kendime bakım yaparak günü geçirdim. 

Gitmeden bir gün önce ve yolda Nihan Kaya'nın - Gizli Özne kitabını okudum. Kendisinin daha önce Kırgınlık kitabını okumuştum , Gizli  Özne'de zaten 2003 yılına ait bir kitap. Bihter ve Revna diye iki kadının içi dolu kahve fincanın kırılması ile ortalığa saçılan kahve kokusu üzerine , iç dünyalarına yaptıkları bir yolculuk. Aslında ilk defa karşılaşan kadınların , yıllar önce birbirlerinin hayatına nasıl değdikleri. Tahmin ettiğim , " kesin böyle olmuştur" dediğim hiç bir şeyi açıklamadı kitap bana . Öyle olunca da sonu biraz açık kaldı. Yine de psikolojik kitap sevenler için tavsiye edebilirim. 

Ne dizi , ne film izledim bu hafta .Aşağıdaki şarkıyı ve benzerlerini açıp bol bol bir şeyler okudum. 

Spotify 2018 yılı içinde en çok dinlediğim listeyi gönderdi. Türkçe en çok Müslüm Gürses -Affet ve Muhtelif Kardeş Türküler dinlemişim . Onun dışında da Michelle Gurevich , bilumum Yunan şarkıları ve bol bol Türk Sanat Müziği. 

Detaylı 2018 dökümü ay sonuna doğru yaparım herhalde müzik konusunda da orada irdelerim. 

Hiç bir şeye çemkiresim yok şu anda . Doğal olarak başka bir şey de yazamıyorum. 

Hepinizi öperim

3 Aralık 2018 Pazartesi

03 Aralık 2018

Yeni bir hafta ile geldim efendim. Nasıl yoruldum bu hafta sonu anlatamam bir şey yapmadım aslında ama yinede yoruldum.

Cumartesi günü Şehir Tiyatroları'nın yeni oyunu Ocak'ta Bahar - Underground oyununu izledim. ı Filmde varmış ben izlememiştim.  Oyun tek perde ve 1,5 saat sürüyor , o kadar fazla imge vardı izlerken o kadar fazla  düşündüm ki oyunun bazı yerlerini kaçırdım. Yan roller gayet güzeldi , dekor zaten şahaneydi. Ama konuyu zerre anlamadan çıkan çok insan vardı eminim. Yine de tiyatro adına iyi şeyler bunlar.

Sonra da kısa bir Taksim turu yaptım , buz gibiydi hava. Tam sevdiğim hava aslında yağmursuz kuru soğuk. En son üşüyen anneme dayanamadım eve gelip Fransa'da ki olaylara bakındım azıcık. Doğru dürüst bir kaynak bulup bir şeyler öğrenmek zor tabi. Neden olduğu ile ilgili değil , şu kadar insan yaralandı , şu kadar zarar oldu , polis müdahale etmek zorunda kaldı diye bilgiler var. Bu bilgilerin nedeni yansıtmadığını kendi yaşadığımız ülkeden çok iyi biliyoruz. En insani ihtiyaçlarımıza bile dünya para veriyoruz .Hafta sonu peynirli börek yapmak istedim sadece malzemeler 35 TL tuttu valla abartmadım. Börek ya ne olabilir ki ? Biz ne zaman isyan ederiz bilmiyorum , bazen tek başıma bunu başlatabilir miyim diye düşünüyorum ama bende de Liderlik Vasfı Yokhhgjkdfnj neyse .

Haftalık hayat pahalılığına çemkirme hakkımı da kullandım bunun dışında hayatımda bahsedeceğim şey sayısı az , Efki , kitaplar , filmler ,diziler .

Geçenlerde 3 tane kitap bitirdim.

İlk önce İsmail Güzelsoy - Değil Efendi'nin Korku ve Renk Meselleri , ay çok güzeldi yine. Yalnız bana baştan söyleselerdi İsmail Güzelsoy'u kitaplarının kronolojisi ile okurdum. Çünkü hangi karakter , nerede ne zaman çıkacak belli olmuyor . Ya da hangi karakter kimin akrabası , dedesi , torunu bilinmiyor. Yine de kitapların kendi hikayeleri çok güzel. Bir kaçış hikayesi kitap, bir de benim büyüdüğüm topraklarda olunca , evlerin önündeki odun kokusu bile geldi burnuma .

Çıktığı gibi aldığım fakat okumadığım Galiz Kahraman'ı bitirdim . Bir tek bu kalmıştı İhsan Oktay Anar kitabı. Ve galiba en çok ama en çok bunu sevdim. Kahkahalarla güldüm okurken. Şair , oyuncu olmak isteyen kahramanımız beceriksiz bir hırsız , genelevde yemek dağıtıcısı , porno filmlerde oyuncu olarak hayatına devam ediyordu. Şiddetle okuyun derim.

Bir de Mahir Ünsal Eriş'in Öbürküler kitabı, ay bayıldım , şahane bir kitaptı. 2 bölümden oluşuyor kitap ilk yarısı Fahrettin bey ve ailesinin Niğde'den - İstanbul'a göçleri. O dönemin hükümetini ve etrafında yaşananlara yer vermiş ilk bölüm Refik Halid Karay'a ithaf edilirken , ikinci bölüm 6-7 Eylül olaylarının etrafında kitabın gizemini çözüyor ve bu bölümü de okurken o tadı azıcık alabildiğiniz Hüseyin Rahmi Gürpınar'a ithaf ediliyor.

Hafta başından beri de diziye başlamak istedim , hiç bir diziye başlayamadım. Önerisi olan varsa dinlerim. Dönem dizileri favorim.

Öperim