Ay nasılsınız , aylar oldu buraya uğramayalı ama daha yeni kendime geldim ve inanın daha bugün bilgisayarı açtım.
Bodoslama gireyim konuya ben evlendim ve Ankara'ya yerleştim yaklaşık olarak geleli 1 ay oluyor , bu 1 ay içerisinde 3 kere de İstanbul'a gittim .İşten de istifa ettim.
İş yerinden , arkadaşlarımdan , ailemden , Sarıyer'den ve tabi en zoru Efki'den ayrılmak çok zor geldi. Ve hatta ilk bir kaç gün " Ben galiba burada yapamayacağım " diye ağladığım anlar oldu. Ya da Efki'nin kılları aniden herhangi bir eşyanın içinde çıkınca hıçkırmaya başladığım zamanlar .
Bir kere Minoshka ile buluştuk , o gün bir kendime güvenim geldi , iyi hissettim. Sonrasında da kendim ufak ufak sağa sola gitmeye başladım. Dün mesela telefon uygulamalarından birini açtım , kendi kendime sinemaya gittim. Büyülü Fener sinemasına , ay çok sevdim. Bilette çok ucuzdu , salonda güzeldi , film de fena değildi o kadar mutlu çıktım ki salondan anlatamam.
Ankara'da en çok şaşırdığım şeylerden biri her şey İstanbul'a göre daha ucuz. Bir yere gidip yemek yemek , 2 kadeh bir şeyler içmek mesela her defasında beni ve müstakbel kocamı çok şaşırtıyor . Trafik denilen lanet şey İstanbul ile çok farklı en yoğun trafik 20 dakika sonra yok oluyor. İnsanlar daha rahat , marketlerde 2 kere gereksiz gerginlik yarattım , sonra ben o kadar gergin bir şekilde aldıklarımı çantaya koyuyorum , insanlar benden gerilmeye başladı. Ben İstanbul'da arkamdan biri " Hanımefendi biraz çabuk olur musunuz ?" tepkisi almamak için ultra hızlı davranmayı öğrenmiştim , burada gerek duymuyorum. İstanbul'a ilk bayramda gittim ( yarın yine gidiyorum) , havasına çok alışmışım gittiğimizde ikimizde sinir krizi geçirdik. Ve sakinliğe alışmışız , bir kahve için kuyruğa girmemeye bu kadar kısa sürede alışmışım. Bazı şeyler zor geldi.
Kısacık Ankara yaşantım özeti bunlar . bunun dışında evin bir odasını ufak bir spor odası haline getirdik , aylardır spor yapamıyordum , o kadar iyi geldi ki . Hemen hemen her gün uyanıp kendimi minik spor salonumda buluyorum , salon dediğim de şu ;
Kitap okuyorum bol bol , hepsinden tek tek bahsetmeyeyim ama en sevdiğim İsmail Güzelsoy - İyi Yolculuklar oldu. Tavsiye ederim.
The Handmaid's Tale 'in yeni sezonunu izledim , 11. bölümde evin içinde sevinç çığlıkları atıyordum , hemen hemen her bölümde de mutlaka bir yerlerde ağladım. Bir de kocam olacak adam , kaybettiğimiz bir iddia sonucunda bana Marvel filmlerinin hepsini kronolojik olarak izlettiriyor , seven var mı bilmiyorum ama ne kadar berbat filmler Allah'ım . 22 film varmış sanırım ve daha 3 tane izledim. Dayanmak çok zor.
Durum bunlardan ibaret , artık gurbetteyim. Ankara'da olanlar ses etsin bari.
Öperim .